Dünya genelinde kadın hastalıkları arasında 5.sırada yerini alan yumurtalık kanseri aynı zamanda ölümcül hastalıklar kategorisinde de yer almaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda kadınlar için ölümle sonuçlanan hastalıklar listesinde de 5.sırada yumurtalık kanseri bulunmaktadır. Bu derece tehlikeli olmasının temel nedeni, tanı ve teşhis noktasında geç kalınmasıdır. Kanserin hangi türü olursa olsun erken teşhis oldukça önemlidir. Ne var ki geç kalınmış bir teşhis sonucunda yumurtalık kanserinde 5 yıllık yaşam oranı yalnızca %30 civarında kabul edilmektedir. Kanserin hızla yayılması durumunda 5 yıl uzun bir süre olarak gösterilmektedir. Tek bir bölge ile sınırlanmış olursa bu durumda hastaların 5 yıldan daha uzun yaşadıkları bilinmektedir.
Hemen her yaşta bayanın başına gelebilen yumurtalık kanseri bilhassa 40 yaş sonrasında kendini göstermektedir. Yoğun olarak tespit edildiği durum ise menopozdur. Menopoz sonrası tüm tahlillerin yapılması, kontrollerin gözden geçirilmesi oldukça önemlidir.
Bayanlarda bulunan yumurtalıkların ana yapısı epitelyum (Vücudun dış katmanındaki hücreler) hücrelerden oluşmaktadır. Epitel hücrelerde birdenbire kontrolsüz şekilde artış ve bölünme tespit edilirse yumurtalık kanseri meydana gelmektedir. Araştırmalar sonucunda kanserin %80 oranında epitel dokuda büyüdüğü tespit edilmiştir. Daha sonra yayılmaya başlamakta ve riski arttırmaktadır. Bayanların 40 yaşından sonra yumurtalık kanserini yaşaması epitelyum hücreleri ile ilgiliyken 20 yaş altında, kanserin embriyonik (Embriyo halindeki hücre) tümörlerden oluştuğu gözlemlenmiştir.
Sağlıklı olan bir bayanda vücudun gereksinimi doğrultusunda çoğalan hücre tespit edilmektedir. Anormal şekilde çoğalma söz konusu ise kanser habercisi olabilmektedir. Birbirinden farklı yumurtalık kanseri türleri varken en çok epitelyal evr kanseri görülmektedir. Bu kanser türü bugün 55-56 kadından 1 tanesinde rastlanılan bir türdür
Yumurtalık Kanserinin Nedenleri Nelerdir?
Yumurtalık Kanserinin nedenleri nelerdir
Rahim civarında 1 tane miyom (rahimde oluşan iyi huylu kistler) olabileceği gibi birden fazla miyom da tespit edilebilmektedir. Büyümeye başladığında özellikle üreme çağı ve hamilelikte en az 3 katına kadar büyüdükleri bilinmektedir. Miyomlar bulundukları yere ve tabakaya göre birbirinden farklı 3 ayrı isim alırlar.
Yapılan araştırmalar sonucunda yumurtlamayı arttırmak için kullanılan ilaçların pek çoğunun yumurtalık kanserine neden olduğu tespit edilmiştir. Bunun temel nedeni kontrolsüz şekilde çoğalan hücrelerdir.
Nedenler arasında hormonlar da yer almaktadır. Hormonsal sıkıntıları olan bayanların bu kansere yakalanma ihtimali biraz daha yüksektir. Tüm bunların yanı sıra hiç hamilelik deneyimi yaşamamış olanlar da kansere daha fazla denk gelinmiştir.
Yumurtalık Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Yumurtalık kanserinin sık görülen belirtileri arasında ilk olarak bağırsak hareketleri dikkat çekmektedir. Kişinin bağırsaklarında düzensizlik varsa veyahut sık sık kabızlık tespit ediliyorsa kanserden şüphelenmelidir.
Belirtiler arasında dikkat çeken bir başka detay sık idrara çıkmaktır. Zaman sıkıntısı yaratacak kadar idrara çıkmak doktor muayenesini gerektirmektedir.
Belirtilerden bir diğeri sık sık iştahsızlık yaşamaktır. Yemek yerken aniden tokluk hissinin gelmesi ve uzunca bir süre iştahsızlık sorununun baş göstermesi tespit edilmektedir.
Kişide hızla kilo kaybının tespit edilmesi de akıllara over kanserini getirmelidir. İştah kaybının doğal sonucu olarak yumurtalık kanseri kendini gösterebilmektedir.
Kasık bölgesinde baskı, ağrı ve aşırı dolgunluk hissi yumurtalık kanseri belirtilerinden bir tanesidir.
Yumurtalık Kanseri İçin Hangi Bölüme Gidilmeli?
Belirtilerden bir ya da birkaçını fark ettiğinizde zaman kaybetmeden doktora görünmeniz gerekmektedir. Görünmeniz gereken doktor ise önce Jinekologdur. Jinekoloğunuz gereken tetkikleri yaptıktan sonra onkoloji servisi ile iş birliği yapacaktır. Tedavinin ilerleyen aşamalarında sürece psikolog desteği de gerekebilmektedir.
Yumurtalık Kanseri Teşhisi Nasıl Konur?
Yumurtalık Kanseri teşhisi nasıl konur
Yumurtalık kanserinde önemli olan tek şey erken teşhistir. Bu nedenle yıllık kontrollerinizi yaptırmanız oldukça önemlidir. Teşhis aşamasında pek çok doktor el ile muayene aşamasında kanseri görebilmektedir. Emin olmak için ultrason çekilmekte ve kanser incelemesi başlatılmaktadır. Bu süreçte görülen her kistin kanser olduğunun düşünülmesi son derece yanlıştır.
Bulunan kistin kanser olup olmadığını anlamak için bir süre inceleme yapılmaktadır. Daha sonra kan akışı incelemeleri ile bulunan kistin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunu gözlemlemek mümkündür. Tüm bu aşamaların sonucunda doktorunuzun hastalığın tanısını net olarak koyabilmesi için patolojik örnek alması gerekmektedir. Yumurtalıklarınızdan alınan parça, laboratuvarda incelenerek hastalığın kesin teşhisinin konulmasını sağlayacaktır.
Yumurtalık Kanserinde Erken Teşhis Etkili Olur mu?
Yumurtalık Kanserinde erken teşhis etkili olur mu
Modern çağda kişinin hastalıklardan pek çoğuyla karşı karşıya gelmesi muhtemeldir. Ne var ki kişinin kendini koruması, dönemsel olarak kontrollerini aksatmaması son derece önemlidir. Kadın hastalıkları için de durum aynı şekilde önemlidir. Bilhassa devamlı kontroller içerisinde tespit edilebilen meme kanseri veyahut rahim kanseri gibi hastalıklar son derece önem taşımaktadır.
Bu hastalıkların yanı sıra yumurtalık kanserinde de erken teşhis, kontroller sırasında kazanılmaktadır. Yumurtalık kanseri erken teşhis edildiğinde, doğru tedavi uygulandığında %80 oranında temizlenebilmektedir. İleriki evrelerde tespit edilmesi halinde ise başarı oranı %40’a düşmektedir.
Yumurtalık Kanserinin Tedavisi Nasıl Yapılmaktadır?
Yumurtalık kanserinin tedavisi nasıl yapılmaktadır
Yumurtalık kanserinin net teşhisi konulduktan sonra yapılması gereken tek şey ameliyattır. Kanserli dokunun bulunup vücuttan çıkarılması gerekmektedir. Bu nedenle başta yumurtalıklar olmak üzere rahim ve çevresinde yayılma alanı neresi varsa temizlik yapılmaktadır.
Kanserin yayıldığı alana göz gezdirildiğinde hayati risk taşıyorsa önce kanserli doku kemoterapi tedavisi ile küçültülmektedir. Yeterince küçültüldükten sonra ameliyata alınması daha kolay olmaktadır. Ameliyat sonrası yayılma devam ediyorsa kemoterapi tedavisine devam edilmesi gerekmektedir. Yayılma son bulmuşsa kemoterapi son bulmaktadır.
